Özel bir klinikte diş hekimi olarak hizmet veren Timur Gültekin, ağız ve diş sağlığının önemine vurgu yaptı. Gültekin, ağız ve diş sağlığı konusunda dikkat edilmesi gerekenleri Ticari Hayat Gazetesine anlattı.
Ağız ve diş sağlığının çok önemli olduğunu ifade eden Timur Gültekin, en çok dikkat edilmesi gereken noktanın, dişleri düzenli ve günde en az iki kere fırçalamak olduğunu dile getirdi.
“İnsanlar rutin olarak muayeneye gelmeli”
İnsanların düzenli olarak muayeneye gelmesinin önemli olduğunu belirten Gültekin, “İlk süt dişinin çıkmasından itibaren insanların rutin olarak muayeneye gelmesi gerekiyor. Altı ayda bir ya da yılda bir şeklinde. İlk dişin çıkmasından itibaren fırçalama eğitiminin kontrollü bir şekilde yapılması ve kişinin rutini hâline gelmesi gerekiyor. Genelde insanlar dişlerini rastgele fırçalayıp sonrasında hayatlarına devam ediyorlar fakat sadece diş fırçası ile fırçalamak ağzın yüzde yetmiş beşini temizliyor bu yüzden diş ipi kullanımı da önemli. Herkes dişlerini iki dakika fırçaladığını zannediyor ama araştırmalara bakıldığında ortalama kırk beş saniye fırçalayıp ve daha fazla ön dişlere önem gösterip fırçalamalarını öyle noktalıyorlar. Ama bizim konuşmamızın dışında beslenme gibi önemli bir fonksiyonumuz daha var ama insanlar sadece estetik olarak baktığı için ön dişlerine önem gösteriyorlar. Diş fırçalarken dişin ön yüzeyi, arka yüzeyi, dil tarafı, damak tarafı tüm bu bölgeler eşit şekilde fırçalanmalı. Hastalar rutin olarak muayeneye gelmediği için ağrıları olduğunda geliyorlar, o dişi kurtarmak da zor oluyor” dedi.
“Sağlıksız dişler farklı hastalıklara da yol açabilir”
İnsanların ağız ve diş sağlığı konusunda eksik bilgiye sahip olduğuna değinen Gültekin, konu hakkında şunları söyledi: “Diş sağlığının ne demek olduğunu bence insanlar tam bilmiyor. ‘Bana ne kaybettirebilir ki?’ diye düşünüyorlar. Besinleri fazla çiğneyememek insanda gastrit ve bağırsaklarda sıkıntı yaratıyor. Onun dışında diş kayıplarından sonra yine hastalar yeterli besinleri alamadıkları için kan eksikliğine neden oluyor. Diş eti ve dişi çevreleyen kemik dokuların diyabet ile alakası var. Hastalar diyabet olduğu zaman yara iyileşme süreçleri yavaş ve zor oluyor ve diş eti hastalığını da aşırı şekilde tetikliyor. Diş eti hastalığı başlatmıyor ancak hastalarda diyabet varsa ve diş eti rahatsızlığı ortaya çıkmışsa çok hızlı bir şekilde ilerlemesine sebep oluyor. En sonunda da diş kaybına neden oluyor. Diyabetli hastalarda o boşlukları doldurmak da çok zor oluyor çünkü çevre kemik dokusu eriyor. Ağız hijyen eksikliği ve diyabet birleşince çok zor bir hasta profili karşımıza çıkıyor.”
“Diş, günde iki kez fırçalanmalı”
Diş fırçalamanın önemine vurgu yapan Gültekin, dişin nasıl fırçalandığının da çok önemli olduğunu ifade etti. Gültekin, “Günde iki kez dişleri iki dakika fırçalamak yeterli oluyor. Hatta günde bir kere üç dört dakika fırçalamak da yeterli oluyor. Ağzımızdaki plakların tamamen dişe yapışma süresi yaklaşık yirmi dört-kırk sekiz saat sürüyor. Bizim o plakları mekanik bir şekilde yirmi dört saat içinde oradan uzaklaştırmamız gerekiyor. O yüzden de en ideali günde iki kere sabah ve akşam olmak üzere dişleri fırçalamak. Öğün aralarında da öğünler bittikten sonra lavaboya gidip ağızlarını su ile çalkalamaları en azından oradaki yemek artıklarını atmaları onların diş sağlığı açısından daha iyi olur” diye konuştu.
“Diş macunu, fırçalarken destek olması için vardır”
Diş macunun tek başına çok önemli olmadığını söyleyen Gültekin, “Diş macunu tek başına asla bir işe yaramaz, önemli olan oradaki fırçanın diş yüzeyine deyip plakları süpürerek uzaklaştırması. Diş macunun markası vs. önemli değil, sadece dişlerinizi normal bir şekilde fırçanlasınız o bile yeterli olur. Diş macunu, fırçalarken destek olması için vardır. Asıl temizlik, diş fırçası ile olur. Bazı diş macunları çok fazla kullandığında dişleri aşındırarak çizilmesine, daha çabuk renklenmesine ve orada bakteri tutunmasına yol açıyor. Aşırı aşındırıcı diş macunlarından kaçınmalıyız. Özellikle son zamanlarda çıkan beyazlatıcı diş macunları, dişin üst yüzeyindeki mine tabakasını kaldırarak bir alttaki mine tabakasına geçiyor. Bunu aşındırarak yapıyor. Zamanla da dişlerin daha çok sararmasına, hassasiyete ve çürüklere yol açıyor” diye belirtti.
“Ağız bakım suları, diş hekimi önerisi ile kullanılmalı”
Ağız bakım sularının diş hekimi önerisiyle kullanılmasında fayda olduğunu belirten Gültekin, “Ağız bakım sularının reklam potansiyeli çok yüksek ve çok etkili bir şeymiş gibi anlatılıyor fakat hekim tavsiyesi dışında kullanılmasını ben çok önermiyorum. Ağız bakım suları kimyasal ve aşırı aromalı şeyler. İnsanda çalkaladıkça ferahlama hissi oluyor ama dediğim gibi mekanik bir temizlik olmadan temizlenmiyor. Ve diş hekimi tavsiyesi olmadan kullanıldığında hastalarda gereksiz renklenmeye yol açabiliyor ya da dişin üzerindeki taşları daha çabuk oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
“Sigara kullanımı erken teşhisi önlüyor”
Sigara kullanımının dişlere zarar verdiğini ver diş eti rahatsızlıklarında erken teşhisi önlediğinden söz eden Gültekin, “Sigara, dişleri sarartıyor ve renklendiriyor. Aynı zamanda sigara, diş eti rahatsızlığı için de büyük bir tehdit. Diş etlerinde bir enflamasyon ya da enfeksiyon varsa sigara bu durumu saklıyor. Normal bir insan dişini fırçaladığında bir kanama fark ettiğinde, bunu görüp diş hekimine gidebiliyor. Ama sigarada bulunan nikotin ve diğer kimyasallar diş etindeki kanamayı gizliyorlar. Hastalık gizli gizli çevre diş etini ve dişi çevreleyen destek kemik dokusunu eritiyor ve en sonunda da hastalar ‘Dişlerim uzadı, diş etlerim çekildi.’ sorunları ile geliyorlar. Bu beş yıl içinde fark edilmez, yaklaşık on beş, yirmi yılda gelişip diş kaybına neden olan şeyler” değerlendirmesinde bulundu.
Bu haber ticarihayat.com sitesinde yayımlanmaktadır.